Yargılamadan Önce

Benim hayatımı yargılamadan önce;

Benim ayakkabılarımı giy;

Benim geçtiğim yollardan, dağlardan, tepelerden, sokaklardan geç;

Hüznü, acıyı ve neşeyi tat;

Benim takıldığım taşlara takıl;

Sonra kalk ayağa,

Yeniden yürümeye başla;

Benim gibi…

İşte o zaman benim hayatımı yargılamaya başla…

O Masa

Gidince anladım aşkın yalanmış,

Bu yalan kalbimi yaktı sevgilim.

Bir tahta masada adımız kalmış,

Görünce gözyaşım aktı sevgilim.

Katlanırım bil ki en derin yasa,

Kolunda yabancı biri olmasa,

Ayağı kırılmış o tahta masa,

Senden çok vefalı çıktı sevgilim.

O masa binlerce anılar saklar,

O masa özlemle hep hızı arar,

Sensiz gidemedim geçti haftalar,

Artık masamız boş kaldı sevgilim…

Bazen de Olmaz

Ben bir de vedaları severim.

Biter yani…

Ben her şeyin bitebileceğine inandım.

Hep öyle düşündüm.

Biter ve daha güzel gelir.

Daha başkası gelir.

Güzel vedalaşırım,

Güzel bitiririm,

Güzel giderim.

Ve buna hüzünlenebiliriz.

Bunun için rakı sofraları kurabiliriz.

Kurarız da yani…

Ağlarız, üzülürüz ama bitmiştir yani.

Bazen de olmaz…