Anneler Okumalı

anneler-okumali.jpg

Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vessellem buyurmuştur ki:

”Kadın, hamileliğin de, doğum yapıncaya , bebeği sütten kesilinceye kadar, Allah yolunda hudutlar da nöbet bekleyen mücahit gibidir. (Daima öylece sevap alır durur) Eğer bunlar arasında ölüverirse ona şehit mükâfatı ve ecri vardır.”

”Kadın hamile iken, bu onun için gündüz oruçlu, gece namazlı, rabbine gönülden teslim olmuş, mücahit bir kimsenin ecir ve mükâfatı gibi mânen kazanç sağlayan bir durum hâsıl eder.”

”Doğum ağrısı tuttuğunda, hiç bir mahluk onun ne kadar çok ecir ve mükâfat kazandığını hakkıyla idrak edemez.”

”Çocuk doğunca bebeğin sütü her soruşun da veya her süt vermede anasına, bir can ihya etmişcesine sevap gelir.”

”Kadının loğusallıktan çıkma zamanı gelince, vazifeli melek her iki omuzuna vurarak der ki :

”Hiç günahın kalmadı, pak oldun. Haydi hayata günahsız olarak yeniden başla.

Mesela

Git diyorsun da,

Olmuyor işte git demekle…

Her şeye rağmen gidemiyor insan.

Ben de sana sev diyorum mesela,

Sevebiliyor musun?

Azınlıklar Meselesi

Atatürk’ün azınlıklar meselesine yaklaşımı, bugün de çalışmamız gereken bir ders niteliği taşıyor. İşte o yazı…

Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü’nde Atatürk’ü ziyaret etmiş:
– Hayırdır İsmet. Habersiz geldin.
– Paşam, azınlıklar meselesi. Konuyu Meclis’e getireceğiz. Ne diyorsunuz?
– İsmet bugün geç oldu. Yarın sabah erkenden gel, konuşalım.
İnönü çıkınca Atatürk “bütün görevlileri” toplamış:
– Sadece laleler kalsın. Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün, atın derhal.
İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin “halini” görmüş ve “görevlilere” sormuş:
– Ne oldu böyle?
– Gazi Paşa emrettiler, söktük.
Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk’ün odasına girmiş:
– Paşam, bahçenin durumu nedir?
-Azınlıkları söküp attım İsmet.
İnönü “anladım” dercesine başını öne eğmiş:
Atatürk:
– İsmet, ben “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü boş yere söylemedim. Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı. Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin. Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın.

Atatürk’ün “verdiği dersi” bugün hâlâ anlayamayanların olması ne kadar acı…