Erkek Dediğin

erkek-dedigin.png

Erkek dediğin, seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak. Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz elimi böyle. Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek. İnce olacak; seni senin kadar düşünecek.

Erkek dediğin, sen onu merak ettiğinde, kendisine hesap soruluyor havalarına girmeyecek. Senin inceliğine karşı umursamaz sözler sarf etmeyecek.

Erkek dediğin, kadının sinirini bozmayacak, cinlerini tepesine çıkarmayacak, sanki sen onun için varmışsın, her ne zaman istese emrine amadeymişsin, o ne yaparsa yapsın, her istediğinde yanında elinin altında olacakmışsın tiplerine girmeyecek.

Erkek dediğin, sen ona sevgini hissettirdiğinde, sen ona kayıtsız şartsız aşıkmışsın gibi havalara girmeyecek.

Erkek dediğin, ilgi gördüğünde ilgiyle, sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verecek.

Erkek dediğin, sen onun için kendine baktığında, sırf ona daha güzel görünmek için giyinip kuşandığında, hiçbir şey olmamış gibi davranmayacak.

Erkek dediğin, ruhunu okşamasını bilecek. Romantik olacak kimi gün habersizce kucağında, çiçeklerle çıkıp gelecek. Özel günleri unutmayı marifet sanmayacak.

Erkek dediğin, kayıtsız olmayacak senin bütün zarafetine karşı. Gerçekten seven bir kadın sevgi ve ilgi bekler, erkeğine verdiği aşkın karşılığında küçük bir tatlı söz, kısa bir mesaj, bir çağrı bile onu mutlu edebilir.

Erkek dediğin, bütün bunları cebinden para harcıyormuş gibi cimrilikle yapmayacak.

Erkek dediğin, ben aranmayı, çok aramayı sevmem demeyecek.

Erkek dediğin, her şey kendi istediği gibi olsun istemeyecek. Sadece kendi canının istemesine bağlamayacak her şeyi.

Erkek dediğinin, hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak.

Erkek dediğin, cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek. Seviyorum deyip bir sonraki perdede kaçmayacak, özlüyorum diyorsa gelecek, kaybetmek istemiyorum diyorsa kaybetmeyecek.

Erkek dediğin, aşkına sahip çıkacak. Korkak olmaz erkek dediğin.

Erkek dediğin, iyi sevişecek. Koyun gibi yatmayacak, bir an önce şu iş bitse demeyecek. Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin. Bir baba şefkatiyle seni alnından öptüğünde, bileceksin ki sevgisi geçici ve zayıf değildir. Ve sevgiyle öptüğünde dudaklarından, bileceksin ki öpüşün tek sebebi şehvet değildir.

Erkek dediğin, aldatmayacak. Aldatmak basitliktir. Seviyorum diyorsa aldatmaz erkek dediğin. Aldatıyorsa sevmiyor demektir.

Erkek dediğin, yakışıklı olacak, çekici olacak ama bundan çok daha öte bir şey.

Erkek dediğin, zeki olacak. Kadının küçük yalanlara, bahanelere inanmayacağını, kendisini kendi gibi tanıdığını bilecek. Kadının zekasını küçümsemeyecek kadar zeki olacak. Zeki olacak, seni bir hamur gibi karmasını bilecek, o hamura kendisini katmasını da.

Erkek dediğin, değerlerini bir anlık hevesler uğruna satmayacak. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seninle yataktayken kullanacak. Yan gözle hatun kesmeyecek, üstüne sevgili edinmeyecek.

Erkek dediğin, önce sevecek. Kendini sevmeyen erkekten kimseye hayır gelmez. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu adamla, ne yatağa sığıyorsun, ne toprağa. Koluna girip gezmesini bileceksin gururla koynuna alıp sevişmesini de.

Erkek dediğin, babalığını da bilecek, ana-babaya hürmet etmeyi, kadir kıymet bilmeyi, vefakarlığı, fedakarlığı.

Erkek dediğin, seni koruyacak, kuşatacak. O nerede olursa olsun seni koruyacağını bileceksin. Pısırık olmayacak erkek dediğin.

Erkek dediğin, erkek olacak güzelim. Seni sadece sen olduğun için sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle hareket etmeyecek. Hem sevgilin, hem arkadaşın olacak…

Hepsi Bu

hepsi-bu.jpg

Beni merak etme. İyiyim ben. Hayat yordu sadece…

Aslında ağlarsam hepsi geçecek gibi ama ağlamamak için direniyorum. Buruk bir sevinç öldü içimde ama ben iyiyim…

Dokunamadığım, göremediğim, nasıl dindireceğimi bilmediğim bir acı taşıyorum bu sıralar yüreğimde…

Aslında biraz yalnızlık, biraz hüzün, biraz da hayatın yorgunluğu var üzerimde…

Ve hepsi bu…

Her Koyun Kendi Bacağından Asılır

her-koyun-kendi-bacagindan-asilir.png

Behlül Dânâ Hazretleri, çarşıda, pazarda halk içinde dolaşırken insanlara nasihat eder, yanlış hareketlerden sakındırmak için onları ikaz ederdi. İkazları bazı insanların damarlarına dokunuyor, gururları inciniyordu. Bir gün, halka, doğru yolu göstermek için söylediği sözlerden rahatsız olanlar, Hârûn Reşîd’e gidip Behlül Dânâ Hazretlerini şikâyet ettiler:

“Sultanım, bizim yaptıklarımızın ona ne zararı var? Bizi kendi hâlimize bıraksın. Bizi ikaz edip durmasın. Sonra her koyun kendi bacağından asılır.” Bu şikâyetler üzerine Hârûn Reşîd, Behlül Dânâ’yı çağırtıp halkın istediğini bildirdi. Behlül Dânâ hiç sesini çıkarmadan sarayı terk etti. Birkaç koyun alıp kesti, bacaklarından mahallenin köşe başlarına astı.

Câhil insanlar, hikmetini anlayamadıkları, sırrını çözemedikleri söz ve hareketleri gördüğü birine hemen “deli” damgası vururlar. Behlül Dânâ’nın bu hareketini de anlayamayan halk gülerek şöyle dedi:

“Deliden başka ne beklenir, yaptığı işler hep böyle zaten!”

Aradan günler geçtikçe, asılan hayvanlar kokuyor, bundan ise bütün mahalle zarar görüyordu. Bozulan etlerin kokusundan durulmaz hâle gelince, aynı şahıslar, Hârûn Reşîd’e gidip durumu anlattılar:

“Yâ Emîrü’lMü’minîn! Behlül’ün astığı koyunların kokusundan duramıyoruz. Bizi çok rahatsız ediyor. Şuna söyleyin de, onları astığı yerden kaldırsın!”

Hârûn Reşîd, Behlül’ün böyle bir hareketi neden yaptığını merak ediyordu. Hem halkın şikâyetini bildirmek, hem de böyle yapmasının sebebini öğrenmek için Behlül Dânâ’yı saraya çağırttı. Behlül gelince, Hârûn Reşîd sordu:

“Yâ Behlül! Mahalleye astığın koyunların kokusundan halk çok rahatsız oluyor. Böyle bir şeyi neden yaptın?”

Behlül Dânâ Hazretleri şu cevabı verdi:
“Ey mü’minlerin emîri! Ben bir şey yapmadım! Sadece her koyunu kendi bacağından astım. Fakat görülüyor ki, her koyun kendi bacağından asılsa da bütün çevreyi rahatsız ediyor, herkese zarar veriyor. Bir kötünün zararı sadece kendine olmuyor, herkese zarar veriyor. İnsanların bunu anlaması için böyle yaptım. Herhalde anlamışlardır!”

Şikâyete gelenler hatâlarını anladılar. Bir daha Behlül’ün nasihat ve ikazlarına itiraz etmediler.