Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun bir araya gelemediyse, biz hiç gelemeyiz bir tanem.
Benim sevdam hepsinden büyük…
Çünkü ben her gün ilk günkü gibi seviyorum seni…
Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun bir araya gelemediyse, biz hiç gelemeyiz bir tanem.
Benim sevdam hepsinden büyük…
Çünkü ben her gün ilk günkü gibi seviyorum seni…
Tamam, o zaman vazgeçiyorum adımdan. Romeo değilim artık sadece Mecnun’um. Basit bir Mecnun. Zaten anlatamam ki ben derdimi öyle. Gözlerine bakıp konuşamam ki ben. Seni ilk gördüğümde ne oldu biliyor musun? Bir portakal kokusu geldi burnuma. Tanışmıyormuşuz gibi ama biliyormuşuz gibi de bir taraftan. Yazın pazarda su satarken ben, sen annenin elini tutuyormuşsun. Elma seçiyormuşsunuz beraber. Ya da ne biliyim resmi bir geçitte bir okul bahçesinde mesela, ben senin arkanda duruyormuşum. Senin pembe tüylü tokana bakıyormuşum. Sen de hemen önümdeymişsin. Oradaymışız. İnsanın bütün geçmişini değiştiren bütün geleceğini bilinmez kılan, söylesene bana kimsin sen?
Sen sensin Romeo olmasan da. Hem Romeo nedir ki? Ne bir eli erkeğin, ne ayağı, ne kolu, ne yüzü, ne bir başka parçası… Adın ne önemi var ki? Şu gülün adı olmasa kokmaz mı aynı güzellikte? Vazgeçiyorum o zaman Capulet olmaktan ben. Duy beni ey gece! Mecnun, bundan sonra lastikçi Ömer’in kızı Leyla olarak tanı beni sadece.
Mende Mecnundan füzun aşıklık istidadı var,
Aşık-ı sadık menem Mecnun’un ancak adı var.
Kıl tefahür kim senin hem var ben tek aşıkın,
Leyla’nın Mecnun’u Şirin’in eğer Ferhad’ı var.
Ehl-i temkinem meni benzetme ey gül bülbüle,
Derde sabrı yok anın her lahza bin feryadı var.
Öyle bed-halem ki ahvalim görende şad ol,
Her kimin kim dehr cevrinden dil-i naşadı var.
Gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı aşkta,
Kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var.
Ey Fuzuli aşk menin kılma nasihten kabul,
Akıl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadı var…
Bende mecnundan daha fazla aşıklık özellikleri var,
Sadık olan aşık benim, Mecnunun sadece adı var.
Ben senin aşığınım ki bununla övünmelisin,
Nasıl Leyla’nın Mecnun’u, Şirin’in Ferhad’ı var.
Aklım başımda ey gül beni bülbüle benzetme,
Onun derde sabrı yok her an feryadı var.
Öyle kötü haldeyim ki halimi görenler mutlu olur,
Zamanın çarkından kimin neşesiz bir gönlü var.
Ey gönlümün kuşu, aşk aleminde boş boş gezme,
Çünkü bu alemin her yolunda birçok avcısı var.
Ey Fuzuli! Aşkı yasaklayan nasihatçıya uyma,
O aklın tedbiridir sanma ki onun bir temeli var.