İstanbul Gibi Ol

İstanbul gibi ol işte,

Özlet kendini…

Koşarak sana geleyim,

Alt et yine beni…

Gezerken tüm zihnini,

Arka sokaklarında kaybet beni…

İstanbul gibi ol işte,

Biraz sahiplen, biraz terk et…

Yalnız kalayım kuytularında,

Sonra ansızın farket beni…

İstanbul gibi ol işte,

Bir jetonluk vakit ayırıp,

İstanbul gibi sev beni…

istanbul-gibi-ol.jpg

Sana Aşık Olmak

sana-asik-olmak.jpg

Kaçan otobüse son anda koşarak yetişmek gibi bir şey sana aşık olmak…

Nefes nefese;

Durduğu için şoföre minnettar,

Büyük bir zafer kazanmışçasına mağrur…

Yolcularla göz göze gelince mahçup,

Ve tam zamanında binmekle olamayacak kadar mesut…

Sen Kadar

sen-kadar.jpg

Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Değiştim…
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni,
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil!
Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,
Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
Sorun değil!

Elbet alışırım,
Biraz alıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Alıştım…
Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
Bir yanım bırak diyor, bir yanım bırakma,
Kesin değil!

Henüz tanıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda,
Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
Samimi değil!

Bir hayli kırıldım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
Aslında ne sana, ne olanlara…
Kendime kırgınım…

Galiba yoruldum,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum..