Kahve

Her kahve aynı tadı taşımaz…

Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona göre değişir…

Sahilde oturduğun rüzgarlı bir sonbahar günü, en sevdiğin dostun ağlarken içtiğin kahvenin tadı kederlidir…

Kahve telvesine yüreğinin acısı karışır…

Bir pazar öğle sonrası annenin “hadi bir kahve yap da içelim” dediği kahve huzurludur… Köpükler annenin göz bebeklerine yansır… Dudağının kıyısında kalan küçük bir gülümsemedir…

Dostlarla içilen kahve neşedir… Kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer…

Tek başına gece vakti balkonda içtiğin kahve yalnızlıktır… Acıdır tadı… Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır…

Baban için yaptığın kahve sevgi doludur… Çay bardağında, az şekerli… Kahve gibi görünmez sana… Ama sıcaktır dumanı tüter ve kokusu büyülüdür…

Beklemediğin bir anda sana uzatılan kahve başkadır… Isıtır insanın içini…

Yorgun olduğunda içtiğin kahve hafifletir seni… Kendine getirir, unutturur günün ağırlığını…

Kahve aynı kahvedir belki… Köpüğüyle, rengiyle, dumanıyla aynı kahvedir ama içilen kahveler ruhunun süzgecinden geçer ve tadları değişir…

Her kahve aynı değildir bu yüzden…

Kahvenin dumanındaki 40 Yıllık Hatır kokusunu yüreğine çekenler beri gelsin,

Bize gelsin…

Normal Olmamayı

Kusurlarımı seviyorum.

Darılınca surat asmayı,

Canım sıkıldığında sebepsizce bağırmayı,

Olur olmaz yerde kahkaha atmayı,

Normal olmamayı seviyorum…

Sadece canımın istediği şeyleri yapmayı,

Bazen düşünmediklerimi birden söylemeyi,

Bazen herşeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı,

Öfkelerimi…

Kızınca küsmeyi,

Heyecanlarımı,

Bazıları hak etmediği halde, sevmeyi.

İçimdeki çocuğu,

Beni seviyorum.

İyi ki varım.

İyi ki benim.

Ne mutlu!

Çok mükemmel değilim.

Ama benden bir tane daha yok!

Beni seven böyle sevsin!

Sevmeyene de zaten yol verdim,

Gitsin…

Kendimle Tanıştım

Bazı defterleri kapattım çoktan, bazı vagonlara el salladım. Yolları unuttum, kaldırım taşlarını, içimi titreten sokakları, bir pencerenin gecenin hangi vakti karardığını…

Unuttum…

Kokunu getirmeyen rüzgarları esmiyor saydım. Bazı anıların dibini sıyırıp çöpe attım. Kalmadı. Kalmadın…

Özledim, yutkundum.

Garipsedim, yutkundum.

Garip gibi bir başıma kaldım, yutkundum.

Susamadım.

Kimseye değil kendime anlattım.

Seni unuttum, kendimle tanıştım…