Sen Kadar

sen-kadar.jpg

Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Değiştim…
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni,
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil!
Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,
Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
Sorun değil!

Elbet alışırım,
Biraz alıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Alıştım…
Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
Bir yanım bırak diyor, bir yanım bırakma,
Kesin değil!

Henüz tanıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda,
Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
Samimi değil!

Bir hayli kırıldım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
Aslında ne sana, ne olanlara…
Kendime kırgınım…

Galiba yoruldum,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum..

Kadın

kadin.jpg

Değer bilmek farklı bir şey…

Güçsüz, korkak bir insana kılıç verirseniz ya da kıymetli bir taş onu kullanamaz. Kullanamadığı içinde satmaya ondan kurtulmaya çalışır. Bir şeyin değeri yalnız onun değerini bilenin yanında kıymetlidir. Bilemeyen kıymet veremez. Atar bir kenara…

Kadın da değeri bilinmesi gereken kıymetli bir taş gibidir. Onu ancak bilen sever. Çünkü kadın nefs değil, nefestir. Kadın narin bir çiçektir. Bu çiçek koparılıp sahip olunmak için değil, sevmek içindir. Ve kadın sevildikçe güzelleşir.

Bir çiçeği sahiplenmek için koparmanıza gerek yok. Onu kalbinizle sevdiğiniz zaman zaten sevdiği adama ait olur…