Aşık-ı Sadık Menem

asik-i-sadik-menem

Mende Mecnundan füzun aşıklık istidadı var,
Aşık-ı sadık menem Mecnun’un ancak adı var.

Kıl tefahür kim senin hem var ben tek aşıkın,
Leyla’nın Mecnun’u Şirin’in eğer Ferhad’ı var.

Ehl-i temkinem meni benzetme ey gül bülbüle,
Derde sabrı yok anın her lahza bin feryadı var.

Öyle bed-halem ki ahvalim görende şad ol,
Her kimin kim dehr cevrinden dil-i naşadı var.

Gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı aşkta,
Kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var.

Ey Fuzuli aşk menin kılma nasihten kabul,
Akıl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadı var…

 

Bende mecnundan daha fazla aşıklık özellikleri var,
Sadık olan aşık benim, Mecnunun sadece adı var.

Ben senin aşığınım ki bununla övünmelisin,
Nasıl Leyla’nın Mecnun’u, Şirin’in Ferhad’ı var.

Aklım başımda ey gül beni bülbüle benzetme,
Onun derde sabrı yok her an feryadı var.

Öyle kötü haldeyim ki halimi görenler mutlu olur,
Zamanın çarkından kimin neşesiz bir gönlü var.

Ey gönlümün kuşu, aşk aleminde boş boş gezme,
Çünkü bu alemin her yolunda birçok avcısı var.

Ey Fuzuli! Aşkı yasaklayan nasihatçıya uyma,
O aklın tedbiridir sanma ki onun bir temeli var.

Fuzuli

fuzuli.jpg

Fuzuli cam kenarında sevdiğinin yolunu gözlerken onun geldiğini görür ve mumu söndürüp kapıyı açar. Eve uzaktan yaklaştığında mumun yandığını fark eden sevgili dayanamaz sorar. “Az önce mum yanıyordu, şimdi niye söndü?”

Fuzuli’nin cevabı efsanedir; “Sen geldin ya güneş doğdu sandım.”