
Bir zamanlar benim de vardı arkadaşlarım, dostlarım, sevgilim vardı…
Zaman geçti yalnız kaldım ve nasıl olduğunu bile anlayamadım.
Öyle acımasız ki hayat…
Her geçen gün bir mum gibi erimek ve asla engel olamamak.
Oysa ne hayallerim, ne düşlerim vardı, şimdi hepsi yarım kaldı.
Başlayamadıklarım bile oldu…
Peki neydi hata, bu şekilde her gün yok olmanın sırrı ne!!!
Nerde yanlış yaptım?
Bazen soruyorum kendime, gerçekten bunu itiraf edebilir miydim ki kendime…
Küçük insanların sorunları da küçük oluyormuş, ben bunu büyürken takılıp düşünce anladım…
Ve her defasında sordum kendime, sen her düş kurduğunda düşecek misin böyle?
Küçük hayaller mutlu ediyormuş insanı, çünkü bir gün gerçekleşme ihtimali varmış…
Oysa ki hep büyük hayallerim vardı.
Mutlu bir hayat hayal etmiştim, kendimden çok çevreme faydam olsun istemiştim hep.
Fakat engel oldu buna hayat. Belki iyi de oldu, tam bilmiyorum.
En azından insanların gerçek yüzlerini görmüş oldum.
Dostum dediğim adamın beni nasıl sırtımdan vurduğunu ve hiç acımadığını, hayatımı bile kıskanmış
olduğunu gördüm.
Her dost gider bir gün diye bir söz var ya, gidermiş bunu öğrendim.
Sizden bir çıkarı kalmayınca gidermiş. Hem de dönüp arkasına bile bakmadan gidermiş.
Yaşadığınız onca şeye rağmen çekip gidermiş…
Belli ki önemi yok onun için, senden değerlisi var, daha çok işe yarayanı var.
Önemli misin ki onun için…
Seni ayağına kadar beklermiş, gidip ona muhtaç olduğunu görmek istermiş.
Bu zamana kadar hep gittim ama muhtaç olduğum için değil, onun bana ihtiyacı olur diye gittim.
Ben sevgiye sınır çizmedim, dostluğa fiyat biçmedim.
Elbette hata olur ama yanlış asla…
Dönüp bakıyorum arkama ne insanlar tanıdım çıkarcı, riyakar, hain, gaddar.
Tamam adam gibi adamlarda gördüm ama onlarında bir yere kadardı adamlıkları…
Her insanın bir mabedi vardır ya içinde gizli bir yerde…
İşte bende aşklarımı orda yaşadım.
ilk kez “işte mutlu oldum” dediğim an dünyam başıma yıkıldı.
Kalktım yoluma devam etmeye çalıştım.
Çok büyük bir yara almıştım ama zamanla kabuk bağladı, acısını hissetmez oldum.
Tam iyileşti derken tekrar kanadı, oluk oluk içime aktı.
Kimse fark etmedi bile yaralarımı.
Ben kalabalığın içinde yalnızlığı yaşadım…
Bilir misiniz ki kalabalığın içinde yalnızlığı…
Sizi içten içe yer ama bir şey söyleyemezsiniz.
Güldüğünüz anda bile birden bire donup kalı verirsiniz.
Kimse anlayamaz sebebini, herkes başka bir şey sanır.
Adınız mutsuza çıkar, agresife çıkar.
Çoğu zaman güldürürüm insanları ama bilmezler nasıl ve ne kadar acı çektiğimi.
Herkes kızar benim başıma böyle bir olay geldi sen neredeydin diye ama bilmezler benim o olayları daha önceden yaşadığımı ve onların yanımda olmadığını…
Yakın zamana kadar hep yaptığım yardımları gizli yapmaya çalışıyordum haberi olmasın başkası yardım etti sansın diye düşünüyordum.
Çünkü insanların onlara yaptığım iyilikten dolayı beni arayıp sormasını bekleyemezdim.
Bir nevi insanları kendime gebe bırakamazdım, bana yakışmazdı.
Ama yapmak gerekiyormuş bunu öğrendim.
İnsanlara bir köpek gibi davranacakmışsın bunu öğrendim.
Çünkü o zaman gel dediğinde gelirler, git dediğinde giderler…