Amerika'da koyu dindar dört kadın, bir yandan kahve içiyorlar, bir yandan sohbet ediyorlardı.
Birinci kadın oğlundan söz açtı:
"Benim oğlum rahiptir. Bir topluluğa girdiğinde onu gören herkes kendisine 'Peder' der".
İkinci kadın da kendi oğlundan söz etti:
"Benim oğlum ise papazdır. Bir topluluğa girdiğinde onu gören herkes kendisine 'Aziz Peder' der."
Üçüncü kadın da oğluyla övündü:
"Benim oğlum ise kardinaldir. Bir topluluğa girdiğinde onu gören herkes kendisine 'Yüce Aziz' der."
Üç kadın oğullarıyla övünmelerini bitirdikten sonra dördünü kadını dinlemeye hazır olduklarını belirtmek için gözlerini ona dikerler ve beklemeye başlarlar. Fakat dördüncü kadın konuşmuyor, büyük bir keyifle kahvesini yudumluyordur.
İlk üç kadın bir ağızdan sorarlar:
"Ya senin oğlun. Sen de söz etsene oğlundan..."
Dördüncü kadın kahvesinden son yudumunu da aldıktan sonra ağır ağır konuşarak oğlunu anlatmaya başlar:
"Benim oğlum 1.95 boyunda, dalgalı siyah saçlı, yeşil gözlü, geniş omuzlu, atletik yapılı, son derece şık giyinen ve 27 yaşında olmasına rağmen çok zengin bir kişidir. Bir topluluğa girdiğinde onu gören tüm kadınlar birbirlerinin kulaklarına eğilirler ve 'Aman Tanrım' derler."