Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni,
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni,
Az eyleme inayetini ehl-i dertten,
Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni.
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın,
Geldikçe derdine beter et müptelâ beni,
Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim,
Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni.
Nahvet kılıp nasîb Fuzuli gibi bana,
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak bana beni…
Gün: 16 Ekim 2017
İnsan Olmak
Ne garip şey insan olmak. Hayata çırıl çıplak atılmak. Bir yol, bir sınır sana hitap eder. Elinden tutan’da olur, o eli yüzüne bir tokat gibi vuran’da…
Ne garip şey insan olmak. Bir bedende uyanmak. Sana hayat vermiş, sessizce söz vermiş, bir ömür boyu seni yaşatmaya ama bir gün ansızın yine sessizce gölgesini bile miras bırakmadan yok olmuş…
Ne garip şey insan olmak. İhtiyaçlar barındırmak içinde, karşılıksız sevgiyi beklemek, umut etmek, hayallere tutunmak, içindeki sesin sahibini duymak, bulamayacağını bildiğin yollarda, uçurumlarda aramaya çalışmak yalın ayak…
Ne garip şey insan olmak. Korkularının esiri olduğun aşkı, sevgiyi, şefkati, içinde saklamayı, sahiplerine iade etmekten öte içinde sana ait olmayan bir ağırlık yüreğine sığmayan bir yerlerde sana susamış, umutlara, sevgilere yer bırakmayan bir yükle son nefesini vermek. Çırıl çıplak veda etmek. Ardından tek bir damla gözyaşı akıtılmayacak uğruna veda etmek hayata…