Eğer Taksim’de içtikten sonra polise yakalanmadan araba kullanman korkusu olmasa, Tem’e çıktığında trafikte makas atman olmasa, bunaldığında Sahil’de kayalıklarda oturulmasa, acıktığında Ortaköy’de kumpir yemen olmasa, kafa dağıtmak istediğinde Bakırköy’ün olmasa, çay içmeye Pier Lotin olmasa, dua etmeye Eyüp’ün olmasa, Ramazan’da Sultanahmet’in, Feshanen olmasa, balık için Eminönün, Samatyan olmasa, toplu taşıma araçların bu kadar kalabalık olmasa ve şuan aklıma gelen ama satırlara dökmediğim bir çok özelliğin daha olmasa sen bir hiçsin İSTANBUL…
Gün: 6 Ekim 2017
Sessiz Sakin
Bugün yine seni severek uyandım…
Aldım dolaptan kahvaltılıkları, demledim çayımı, tek başıma kahvaltı yaptım. Seninle yürüdüğümüz yollardan yürüdüm, hasretini aldım. Sonra geçtim sahile o deniz kokunu aldım…
Aldım gönlümün payını ve sustum…
Artık sessiz, sakin seviyorum…