Doktor: “İçeride doğum yapan bayan yakınınız mı?”
Adam: “Evet, eşim.”
Doktor: “Ama bayan 25 yaşlarında…”
Adam: “Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?”
Doktor: “Yoo, aklıma benim dedem geldi de.”
Adam: “Nesi varmış dedenizin?”
Doktor: “Kendisi av meraklısı idi. Sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi ısrar etti ve hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü…”
Adam: “Olur mu, başkası vurmuştur onu.”
Doktor: “Ben de onu demeye çalışıyorum işte.”
Gün: 21 Temmuz 2017
Sen ve Ben
Seneler geçsin, sen beni bil ben seni bileyim istiyorum. Benim olduğun kadar dostlarının, dostlarının olduğun kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım. Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi. Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek….
Böylece yaşamalıyız işte…
Sonra çocuklarımız olmalı. Düşünsene senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırasıyla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız. Zaman su gibi akıp giderken, her şey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Her şeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutluda olsa, kötüde olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce yada gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden. Kavgasız, her sabah cinayetle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız. Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni, tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde. Birbirimiz sevmenin gururu olmalı “HER ŞEYDE”…..