Doktor

doktor.png

Doktorun biri yeni bir muayene açmış. Kapıya yazmış, vizite ücreti 100 dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini veriyoruz. Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor…

Her gelen hasta iyileşip gidiyor. Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş.

Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış. “Doktor! Ağzımın tadı hiç yok. Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin
tadını alamıyorum.”

Doktor adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:

“Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin”

Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş…

“Ama Bu bok!!!!!”

Doktor sakin, “Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık..”

Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş. Aradan birkaç ay geçmiş. Büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun.

“Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı. Her şeyi unutuyorum…!”

Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, “Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?” demiş.

Adam, hemen itiraz etmiş, “Ama, o kutuda bok var!”

Doktor, “Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi…

Serseriyim

serseriyim.jpg

Önceden bir amacım vardı…

Şimdi tam bir serseriyim, işte güçte gözüm yok…

Yeri geldi pazarcılık yaptım.

Yeri geldi sokakta oyuncaklarımı sattım.

Yeri geldi çaycılık, gömlekçilik yaptım.

Kafamı çevirip sokaktaki insanlara bakıyorum da herkesin bir amacı var.

Kendi ayakları üstünde durmaya, kendi yollarında ilerlemeye çalışıyorlar.

Karınca bile gideceği yere er yada geç varır.

Çünkü ne istediğini bilir.

Ben tam olarak ne istediğimi bilmiyorum.

Bir yönüm yok.

Oradan oraya savruluyorum.

Kendi yolum yok, o yüzden senin yoluna engel olmayacağım…